Recep Çalı
DEMOKRASİ; ÇOĞUNLUKÇU MU? ÇOĞULCU MU?

 Demokrasi deyip geçmeyelim. Demokrasinin bu iki yüzünü, daha farklı bir deyimle iki ucunu tam anlamı ile bilmek ve gündemi öyle yorumlamak gerek.

Çoğunlukçu demokrasi: Halk çoğunluğunun oyları ile yetki alanların, kayıtsız ve şartsız yani sınırsız hâkimiyetine dayalı bir rejimdir. Bir başka deyişle parlamentodaki parmak sayısının tam hâkimiyetine dayalıdır. 

Yani, çoğunluğun seçtiklerinin azınlığa tahakkümü gibi anlamakta mümkündür. Hatta çoğunluğun hangi amaçla kendilerine oy verdiğini bile düşünmeden kendi arzu ve istekleri doğrultusunda, kendilerini milli irade yerine koyarak yönetmesidir.

Çoğulcu demokrasi:Halk çoğunluğunun oyunu alanın devleti yönetmesi olarak tanımlanıyor olsa da, çoğunluk adına yönetimi elde bulunduranlar her istediklerini yapabilen mutlak ve sınırsız bir irade değildir.

Yani, seçilenler iktidara oy vermemiş kesimlerin hak ve taleplerine sessiz/kayıtsız kalamaz.  Hatta çoğunluğun hangi amaçla kendilerine oy verdiğini bilerek kendi arzu ve istekleri doğrultusunda değil muhaliflerin tepkilerini ve taleplerini de dikkate alarak milli irade adına görev yapmasıdır.

Özetle;

Çoğunlukçu Demokrasiiktidara oy vermemiş olanların hiçbir rolü olmadığı yani muhalefete oy verenlerin her zaman çoğunluğa boyun eğdiğinin ya da eğmek zorunda olduğunun kabul edildiği bir rejimdir.

Çoğulcu Demokrasiise azınlığın çoğunlukla eşit olma ana hakkına sahip olduğunu ve muhalif olmanın gerektirdiği farklı davranışta bulunabilme hakkını ülke yasaları çerçevesinde ve uluslararası hukukta tanımını bulan şekli ile tanımaktır.

Kısacası, Çoğulcu Demokrasi evrensel anlamdaki kişi hak ve hürriyetlerinin vazgeçilmez ve kaçınılmaz güvencesidir.

 

Atatürk ve arkadaşlarının halk ile birlikte, kurtuluş mücadelesi sonrası kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; çoğunlukçu demokrasinin değil çoğulcu demokrasinin kabullenildiği bir yapı ola gelmiş ve dolayısı ile ülkemizde çağcıl, özgürlükçü, insan hak ve inançlarına saygılı bir rejim oluşturulmuştur.

Bu nedenle bizim için demokrasi sadece oy vermekle açıklanamaz. Biz sandık egemenliğine dayalı, sadece oy verilen bir demokrasi değil, çoğulcu demokrasi istiyoruz.

Atatürk Türkiye'si çoğulcu demokrasinin ülkesidir.

Toplumda ki farklı halk ve sınıfların eşit söz sahibi oldukları seçim ve yönetim biçimidir. Öyleyse ne oluyor. Sandık yani seçim tamamda seçilen yönetim çoğulcu zihniyeti taşıyacak. Yani herkesi, her ferdi eşit görmeyi kabul edecek.

Bu bilgiler ışığında baktığımızda, iktidarı yönetenler on altı yıldır demokrasiyi çoğunlukçu demokrasi olarak algılamış gibi görünmektedir. Bu davranış biçimini “Milli irade böyle istedi, bize yetki verdi, demokrasilerde hesap sandıkta görülür.” gibi sözlerle açıklamak bir yere kadar anlaşılabilir/hoş görülebilir olsa da “Ben bilirim.”, “Sen kimsin?”, “Sana mı soracaktık?” çıkışları hoş karşılanamaz. Bazı kurum ve kuruluş yöneticilerinin kendi alanlarındaki yanlışlara dair eleştirilerinde ise “Siyaset yapacaksan, cüppeni çıkar.” tarzı çıkışlar çoğulcu demokrasi anlayışı ile çelişen çıkışlardır.

Son söz;

Genel olarak genç kardeşlerimin kullandığı tarzdaki birkaç kelimeyi kullanarak soruyorum.

-Siyasi iktidarın bazı yöneticilerince icraat yapmak ve icraatımı anlatmak benim hakkım. Beğenmiyorsanız hesabı sandıkta kesersiniz demesinin gideri vardır.

Tamam, anladım da;

-Kime, neye bu atarlı haller.?  Diyesim var. Saygı ve sevgilerimle Recep Çalı- İnşaat Mühendisi

Yayınlanma Tarihi : 2019-01-09 23:00:00
Okunma Sayısı : 1208
/upload/files/683f608772ee8.jpg

Recep Çalı Diğer Yazıları